Bipolar Bozukluk

Bipolar Bozukluk Nedir?

Bipolar bozukluk, iki uçlu duygudurum bozukluğu, manik depresif hastalık, iki uçlu mizaç bozukluğu, bipolar affektif bozukluk gibi isimlerle bilinen ruhsal bir bozukluktur. Duygudurumda normalden fazla dalgalanmalarla seyreden bir rahatsızlıktır. Hepimiz sabah kalktığımızda kendimizi bazen neşeli, bazen keyifsiz, bazen de sıkıntılı hissederiz. Duygu durumumuz da gün içinde sürekli dalgalanır. Duygularımızda hafif bir dalgalanma normaldir. Ancak hayat olayları ile ilişkisiz bir şekilde, uzun süren, keskin iniş çıkışların olduğu, yoğun duygu durum değişimleri normal değildir. 

Bu değişim duygu durumunda neşe, canlılık, enerji yönünde aşırı yükselmelerden (mani), keyifsizlik, hayattan bıkkınlık, çökkünlük yönünde aşırı yükselmelere (depresyon) kadar değişen abartılı, aşırı, çoğu zaman kontrol kaybı olan bir şekilde ortaya çıkıyorsa bipolar bozukluktan bahsetmeye başlarız. ‘Bipolar = iki uçlu’ kelimesi, hastaların iki aşırı duygudurum arasında gidip geldiğini ifade etmek için kullanılır.  

Bipolar bozukluk klasik tanımıyla, depresif ve manik ya da hipomanik dönemlerin olduğu, dönemler arası tamamen normal olan ya da minimal belirti düzeyleri ile beraber olduğu düşünülen, her alanda işlev kaybına yol açtığı bilinen ciddi bir ruhsal bozukluktur. Her hastada hastalığın başlangıç şekli, belirtilerin ortaya çıkışı ve özellikleri çok farklıdır. Her hasta kendine özel değerlendirilmelidir.

Bipolar Bozukluk Sıklıkta Görülür?

Bipolar bozukluğun yaşam boyu yaygınlık oranı %1 olarak bildirilmektedir. Ancak son yıllarda alt tiplerin eklendiği çalışmalarda yaşam boyu sıklığın  %5’lere çıktığı görülmektedir. Bu oran toplumda çok fazla insanın bu hastalıkla mücadele ettiğini göstermektedir.

Kadın ve erkeklerde eşit sıklıktadır. Irk, eğitim, meslek hastalık sıklığını değiştiremez. Dünyanın her yerinde aynı oranda görülür. Ama belirtiler kişiden kişiye çok değişir. Genellikle kişiler ilk hastalık dönemini (mani, depresyon, hipomani gibi) ergenlik ya da erişkinliğin başlarında yani 17-25 yaşlarda yaşarlar. Daha erken veya daha geç de ortaya çıkabilir.

Hastaların üçte birinde manilerin yaz aylarında, depresyonların ise kış aylarında çıkma eğiliminde olduğu gözlemlenmiştir. Hastaların yaklaşık %25-50’si yaşamlarında bir kez intihar girişiminde bulunmakta ve %15’i de intihar girişimi sonucunda ölmektedir. Bu oran hastalığın ne kadar önemli olduğunu, tedavisiz bırakmanın ne kadar büyük bir risk olduğunu göstermektedir. Tedavisiz bırakmak başa gelebilecek sorunlara kucak açmak anlamına gelir.

Bipolar Bozukluk Neden Olur?

Hastalığın ortaya çıkışında birçok farklı etken rol oynamaktadır. Hastalıktan tamamen sorumlu tek bir neden yoktur. Ancak hastalığın bazı ailelerde daha çok görüldüğü fark edilmiştir. Bunun üzerine genetik araştırmalar başlamıştır. Genetik etkiler hastalık gelişiminde %60 oranında suçlanmaktadır. Birinci derece akrabalarda hastalık varsa risk %1’den %3-8’e çıkmaktadır. Tek yumurta ikizinde yani birebir kopyanızda hastalık varsa sizin de hastalanma oranınız %40’lara çıkmaktadır. Bu oranın %100 olmaması hastalığın ortaya çıkışında sadece genetik etkinin değil psikolojik ve sosyal etkilerin de önemli olduğunu gösterir. Genetik özellikleri düzeltme şansımız olmamakla birlikte psikolojik ve sosyal problemleri düzeltme şansımız her zaman var. Bunları kontrol ederek hastalığın ortaya çıkışını azaltabiliriz.  Genetik geçişin çok sayıda genle sağlandığı ve bunun çevresel faktörlerden belli bir düzeyde etkilenerek gerçekleştiği düşünülmektedir. 

Yapılan bilimsel çalışmalarda beyin kimyasallarının dengesinde ve iletiminde sorun olduğu düşünülmektedir. Beynimizde ‘dopamin, serotonin’ gibi sinir hücreleri arasında bilgi iletimini sağlayan bazı maddeler vardır. Bu kimyasal maddelere nörotransmitter denir. Beynimiz hücreler arası ileti yoluyla düşünce, duygu, hafıza gibi fonksiyonların oluşumunu sağlar. Bu maddelerin hücreler arası alanda dengesinin bozulması, artması veya azalması beyinde bilgi akışını bozar. Bipolar bozukluk ve pek çok psikiyatrik hastalığın oluşumundan bu maddelerin dengesindeki bozukluk sorumlu tutulmuştur. 

Ergenlik döneminde genellikle ciddi bir stres faktörü sonrası başladığı için aileler hastalığın sebebinin stres olduğunu düşünebilirler. Ama stresli durumlar veya yaşanan travmalar hastalığın sebebi değil tetikleyici faktörlerdir. Tetikleyici faktörleri fark etmek ve akıllıca yönetmek alevlenmeleri önler. Sonuçta hastalığın tek ve kesin bir nedeni henüz belirlenmemiş de olsa genetik, biyokimyasal ve çevresel nedenlerden kaynaklanan bir hastalık olduğu bilinmektedir.

Bipolar Bozukluk Tanı Nasıl Konulur?

Bipolar bozukluğun tanısı esas olarak psikiyatri hekimi tarafından yapılan muayene ve kişinin geçmiş hastalık öyküsünün değerlendirilmesi ile konur. Özellikle hastalığın ilk dönemlerinde, belirtiler şiddetli değilse tanı koymak zor olabilir.  Bu durumda kişiyi bir süre izlemek gerekir. Hastalığın manik dönemlerinde kişi kendini normalden çok daha iyi, coşkulu hissettiği için bu dönemlerle ilgili yeterli bilgi vermeyebilir. Bu dönemlerle ilgili aileden bilgi alınır. Hastalığın tanısını tek başına koyduracak bir tahlil yoktur. Ancak bipolar bozukluğa benzeyen diğer hastalıklardan ayırt etmek için çeşitli kan tahlilleri, beyin filmleri yapılması gerekebilir.   

Bipolar Bozukluk Belirtiler Nelerdir?

Bipolar bozukluk, hem işlevselliği azaltması ve sosyo-ekonomik ciddi kayıplara neden olması hem de kişinin kendine veya çevresine zarar verme ihtimalinin olması nedeniyle tanının olabildiğince hızlı konulması ve tedaviye başlanması gereken bir hastalıktır. Çalışmalar özellikle belirtiler hafifse tanı konulana kadar yaklaşık 5-10 yıl geçtiğini göstermektedir. 

Hastalığın seyri sırasında mani, hipomani, depresyon ve karma dönemler olabilir. Bazı hastalar bu dönemlerin hepsi ile zaman zaman karşılaşırken, bazı hastalar sadece manik dönem veya depresyon ve hipomani dönemleri yaşıyor olabilir. Hasta sadece depresyon dönemleri yaşıyorsa bipolar bozukluk tanısı almaz. Bu durumda tanısı unipolar depresyon olur.

Hastalığın alevli dönemleri ortalama 6-12 hafta sürmektedir. Hastalığın bütünü ise yaygın olarak kabul gören bir bakış açısına göre ömür boyu devam etmektedir.  Bipolar bozukluk şeker hastalığı, tansiyon hastalığı gibi kronik seyirli, düzenli tedavi gerektiren biyolojik kaynaklı bir hastalıktır.

Atak Öncesi Belirtiler Neler Olabilir?

Yeni bir atağın geldiğini gösteren en önemli ipucu bir önceki hastalıkta yaşananlara benzer belirtilerin başlamasıdır. 2-3 gün uykusuzluk varsa hemen doktora başvurulmalıdır. 

Bipolar Bozukluk Tedavisi

Bipolar bozukluğun temel tedavisi ilaçlarla yapılır. Bu hastalığın niteliğinden dolayı, genellikle hem manik hem depresif belirtileri kontrol altına almak için tek ilaç yeterli olmayabilir. Bu yüzden, hastalık dönemine ve belirtilerin şiddetine göre birden fazla ilaç kullanılması gerekebilir. Her hasta için doktoruyla ortaklaşa o anki duruma, önceki belirtilere, o kişinin içinde bulunduğu şartlara göre özel bir tedavi programı hazırlanır. Yaşamın düzene sokulması,  stresle başa çıkma yollarının öğretilmesi, psikoeğitim gibi stratejiler de tedaviye hızlıca eklenmelidir.

Tedavinin akut tedavi ve koruyucu tedavi olmak üzere iki basamağı vardır. Akut tedavi hastalık belirtileri başladığı zaman onları hızlı bir şekilde kontrol altına almak, atağa bağlı oluşabilecek riskleri önlemek, hastanın ve çevresinin güvenliğini sağlamayı hedefler. Koruyucu tedavi ise hastalığın yeniden oluşumunu engellemek amacıyla yapılır. Atak sayısı ne kadar fazla olursa, belirtilerin tedaviye dirençli hale gelme olasılığı o kadar artacaktır. Çok atak geçiren kişilerde her yeni gelen atakta belirtiler daha şiddetli, atak süresi daha uzun, ilaca cevap daha az olur. Hastalık daha sık gelmeye başlar. Bazen bazı belirtiler kalıcı olmaya başlar. Bu nedenle koruyucu tedavi çok önemlidir. Hem hastaya hem aileye düzenli ilaç kullanmamanın kişiye ve çevresine vereceği zarar çok iyi anlatılmalıdır.

Tedavide başlıca üç tip ilaç kullanılmaktadır; duygudurum dengeleyicileri, antidepresanlar ve antipsikotikler. Duygudurum dengeleyici ilaçların temel amacı yeni atakların gelişini önlemektir. Bipolar bozukluğun temel tedavisi duygudurum dengeleyiciler ile yapılır. Ancak yine de manik veya depresif ataklar olabilir. Manik ataklarda antipsikotik ilaçlar, depresif ataklarda antidepresanlar tedaviye eklenebilir.

Bipolar Bozukluk Tedavisinde Psikoterapi İşe Yarar mı?

Bipolar bozuklukla baş edebilmek için her şeyden önce bu bozukluğu kabullenmek ve bununla yaşamayı öğrenmek gerekir. Psikoterapi, bozukluğun kişi üzerindeki seyrini anlamasında ve farkındalık kazanmasında son derece önemlidir. Bipolar bozukluğun tedavisinde ilaç tedavisine ilaveten psikoterapinin kullanılması başarı düzeyini artırır. Psikoterapi, hastalığı tetikleyen stres faktörlerini belirleme, bunlarla baş etmeyi öğrenme, özellikle depresif dönemdeki bilişsel çarpıtmaları fark ederek yerine işlevsel düşünceleri koyma, davranış değişiklikleri geliştirme, hastalıkla ilgili farkındalığı artırmayı içerebilir.

Hem hasta hem de yakınları hastalığın belirtileri, sebepleri, tetikleyen faktörler, hastalığa bağlı yaşanılan zorluklar, tedavide kullanılan ilaçlar, yan etkileri, bu yan etkileriyle nasıl baş edileceği konusunda bilgilendirilmelidir. Unutmamalıdır ki bilmediğimiz bir problemle savaşamayız. Bilgi önümüzü aydınlatır ve yolumuzu çizmemizi kolaylaştırır.

Bipolar Rahatsızlığınız Varsa Ne Yapabilirsiniz?

  • Bu hastalık şeker hastalığı gibi vücudunuzdan kaynaklanan, tamamen biyolojik bir hastalıktır.
  • Hastalığa yaklaşımınız ‘neden bunlar benim başıma geldi’ yerine ‘ben bu problemle nasıl baş edebilirim’ şeklinde olsun. Bu bakış açısı hayatınızı kolaylaştırır.
  • Doktorunuza düzenli gidin. 
  • Psikoterapi ve psikoeğitim alın. 
  • Doktorunuz size iyi olduğunuz dönemlerde de ilaç verecektir. İlaç kullanmak hasta olmak anlamına gelmez. Tıpkı tansiyon hastası gibi iyiyken de ilaç kullanmalısınız ki hastalık gelmesin.
  • İlaçlarınızı düzenli kullanın.  Eğer kullandığınız ilaçların yan etkileri size çok ağır geliyorsa ve bundan dolayı ilaçları aksatıyorsanız, bunu mutlaka doktorunuzla konuşun.
  • Uyku düzeninize çok dikkat edin. Uykusuzluk hastalığı tetikleyebilir.
  • Düzenli egzersiz yapın. Özellikle her gün tempolu yürüyüş yapmak beyin dopamin düzeyini artırarak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır.
  • Alkol kullanmamaya özen gösterin. Alkol kullandığınız ilaçlarla etkileşime geçebilir.
  • Stresle baş etme yollarını öğrenin. İşte ve evde stresinizi azaltın. 
  • Düzenli bir hayat yaşamak size iyi gelecektir. Düzenli hayat stres faktörlerini ve tetikleyicileri azaltır.
  • Sağlıklı dönemlerde, hastalık dönemi öncesinde ortaya çıkan uyarıcı belirtiler belirlenmelidir. İyileştikten sonra atağın başladığı şartlar detaylıca konuşulmalıdır. Atak hangi ayda ortaya çıkıyor, başlarken uykusuzluk mu, durgunluk mu oluyor, sorumluluklarına dikkat eden bir insanken işe gitmemeye mi başlıyor, alıngan mı oluyor, beklenmedik davranışları mı oluyor? Önceki atağın nasıl ortaya çıktığını tespit etmek bir sonraki atak başlamadan tedbir almayı sağlar. 

Bipolar Bozukluk Mani Döneminde Neler Olur?

En az bir hafta süreyle duygudurumda neşe, coşku yönünde bir artış vardır. Bu artış kişinin karakterindeki canlılıktan çok, çok daha fazladır.  Benlik saygısında, özgüvende artma, çok konuşma, aşırı hareketlilik, zihinde düşüncelerin yarışır gibi art arda gelmesi, keyif veren etkinliklere karşı aşırı ilgi, uyku ihtiyacında azalma vardır. Bütün bu canlılık ve hareketliliğe rağmen, sabahlara kadar uyku olmasa bile yorgunluk hissi yoktur. Hastalık şiddetli seyrederse gerçek dışı düşünceler olabilir. Bu belirtiler işlevsellikte belirgin bir kayba neden olur. 

Risk alma davranışı çok artmıştır. Davranışlar üzerindeki kontrol çok azalmıştır. Örneğin o güne kadar biriktirdiği bütün parasını gereksiz bir şekilde harcayabilir. Hiç tanımadığı insanlara bağışlayabilir. Atak öncesi hiç düşünmediği halde aniden evlenebilir. Aklına ilk geleni hiç düşünmeden yapabilir. Ama hastalık dönemi bittiğinde kişi bu davranışlarından genellikle çok pişman olur. O nedenle atak başladığında hastayı korumak, atak döneminde önemli kararlar vermesine engel olmak, bunu sağlamak için gerekirse hastaneye yatırmak ailenin görev ve sorumluluğudur. Bütün bu belirtilerin birkaç ay içinde geçeceği, her şeyin eski normal haline döneceği unutulmamalıdır. Bu dönemde yakınınıza yeterli tedavi vermez, olumsuz davranışları kontrol altına almazsanız, onu korumazsanız yakınınız düzeldiğinde ona neden yardım etmediğiniz hesabını vermek zorunda kalırsınız.

Bipolar Bozukluk Depresyonda Neler Olur?

Genellikle sinsi başlar ve 6 ay kadar sürebilir. En az iki hafta süreyle isteksizlik, keyifsizlik, iştah ve uyku değişiklikleri, depresif mizaç, yorgunluk, enerjide azalma gibi belirtiler görülebilir. Kişi küçük problemler için abartılı şekilde kendini suçlayabilir. Özgüveni azalır. Kendini değersiz, işe yaramaz hissedebilir.  Sosyal faaliyetlerden uzaklaşma, içe kapanıklık olabilir. İntihar düşünceleri ve girişimleri olabilir. Özellikle bipolar bozukluğu olan hastalar intihar düşüncesinden bahsediyorsa ciddiye alınmalıdır. Ölüm düşüncelerinden ve intihardan bahsetmek eyleme geçmeden önceki son basamaktır. Acil önlem alarak hastayı korumak gerekir.

MC Clinic İle Sorunlarınıza Birlikte Çözüm Bulalım.

Alanında uzman psikiyatrist ve psikologlardan oluşan ekibimiz ile Kayseri’de hizmetinizdeyiz. Ekibimiz hakkında bilgi almak ve randevu oluşturmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Scroll to Top